Karadağ | Kolej.Network

Karadağ

ADRİYATİK’in İNCİSİ KARADAĞ  Balkanlar’da gezilip görülmesi gereken ...
Karadağ

Karadağ

ADRİYATİK’in İNCİSİ KARADAĞ 

Balkanlar’da gezilip görülmesi gereken ülkelerden birisi hatta en güzellerinden birisi de Karadağ. Karadağ’a gitmenin en güzel taraflarından birincisi de, bavulunuzu toplayıp uçak biletinizi alarak Antalya’ya, İzmir’e gider gibi vizesiz gidilebiliyor olması. Bu genç ülkenin Avrupa Birliği kapısında bekleyen ülkeler içinde ilk sırada yer aldığını göz önüne alırsak, muhtemelen 2-3 yıl içinde Avrupa Birliği ülkesi olacak ve bu durumda Karadağ’ı ziyaret etmek için meşaketli bir vize sürecine gireceksiniz. O yüzden elinizi çabuk tutmanız gerekiyor.   

 

Karadağ, 2006 yılında Sırbistan-Karadağ Federasyonu’ndan referandum yoluyla ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir. 2008 Yılında AB’ye başvuru sürecini başlatan Karadağ’ın, 2-3 yıl içerisinde tam üyeliğinin gerçekleşmesi çok büyük bir ihtimal olarak görülmektedir. Yüzölçümü 13.812 km².olan ülkenin başkenti Podgorica ve nüfusu sadece 600.000 civarında. Podgorica’nın denize kıyısı yok ve burası ülkede neredeyse düzlük alana kurulmuş tek şehir.  Ülkede para birimi olarak Euro (€) kullanılıyor. Karadağ’da Karadağca’nın yanı sıra Sırpça hatta Hırvatça da konuşulmakla beraber, vatandaşlarının çoğu İngilizce biliyor. Turistler Karadağ’a başkent Podgorica’daki havalimanından giriş yapıyorlar ama büyük çoğunluğu şehre uğramadan doğrudan Karadağ’ın turistik şehirleri Kotor, Budva, Bar, Tivat veya Herceg Novi’ye geçiyorlar.

 

İstanbul’dan Podgorica’ya 1 saat 20 dakikada gidebiliyorsunuz. Karadağ’da deniz, tarih ve doğa gerçekten harika. Henüz AB ülkesi olmadığı için, diğer Avrupa ülkelerine göre de fiyatlar oldukça uygun. Karadağ’a turla gidebileceğiniz gibi kendiniz de gidebilirsiniz. Podgorica Havalimanından araba kiralama imkanı da mevcut. Budva’ya gidiş, tünelden giderseniz yaklaşık 1 saat sürüyor. Tünelden çıktıktan sonra, Arnavutluk’la Karadağ arasında sınır oluşturan Balkanların en büyük gölü olan Skadar (İşkodra) Gölü kıyısından geçiyorsunuz. Gölde gezinti yapmak isterseniz Vir kıyısından kalkan tekneleri kullanabilirsiniz. Gölün içinde Osmanlıların sınır için inşa ettiği daha sonrasında hapishane olarak kullanılan Grmozur kalesi de bulunmakta. Bir kısmı nilüfer çiçekleri ile kaplı olan gölde çok çeşitli balık ve kuşlar mevcut.

   

Deniz kıyısına ulaştığınızda yol ikiye ayrılıyor. Sola devam ederseniz Karadağ’ın liman kenti Bar’a gidiyorsunuz. Ülkenin tek ticari limanı Bar’da. İtalya’ya feribotlar da buradan kalkıyor.  ‘Eski şehir’ ve ‘Yeni kısım’ diye iki bölgeye ayrılan tarihi bir bölge burası. Bar’da yer alan ve dünyanın en önemli tarihi yerleşim alanlarından biri olarak gösterilen Stari Bar, ülkedeki Müslüman nüfusun da en yoğun olduğu bölge. Buradaki, Stari Kalesi’ni ve çevresindeki yapıları görüp, kale civarında bulunan hediyelik eşya dükkanlarından küçük hatıralar satın alabilirsiniz.

 

Podgorica’dan gelirken denize ulaştığınızda sola değil de sağa yöneldiğinizde, Petrovac, Sveti Stefan ve ardından da ünlü Budva şehrine ulaşırsınız. Petrovac’da bir dondurma molası verdikten sonra sırada ünlü Sveti Stefan adası var. Budva’yı özellikli kılan, zeytin ağaçlarıyla bezenmiş Otel adası Sveti Stefan’dır. Kara bağlantısı sonradan yapılan bu adacık daha sonra bir oteller zincirine kiralanması sonucunda yepyeni bir yüz kazanmakla birlikte, Prenses Margaret, Orson Welles ve Sophia Loren gibi ünlü isimleri ağırlamasıyla da ünlü. James Bond filmlerinden de anımsarsınız belki; Casino Royale filminin çekildiği muhteşem bir deniz manzarasına sahip otel işte tam burada. Ünlü Sırp tenisçi Novak Djokovic’in düğünü de bu adada yapıldı. Ancak adaya sadece otelde kalanlar girebildiği için gezme şansınız olmuyor. Ada daha önce korsanlardan korunmak için gözlem adası olarak inşa edilmiş. Ancak yerel halk kendilerine iş imkanı tanıması sebebiyle adanın otel olarak kiralanmasından memnun.  Bu ada 1960’lı yıllara kadar balıkçıların yaşadığı bir adaymış. Buradan Budva 6 km mesafede.

 

Karadağ’ın en popüler sahil şehri olan Budva, 16. Yüzyıl’da Venedikliler’den alınarak Osmanlı topraklarına katılmış. Avrupa jet sosyetesinin en gözde mekanlarından biri olarak son yıllarda oldukça revaçta olan Budva, çiçeklerle süslü caddeleri, dünyanın en ünlü lüks yatlarına ev sahipliği yapan lüks marinası, sahil restoranları ile keyif alacağınız bir kent. Budva da Kotor gibi eski şehri, kale surları ve dar sokaklarıyla oldukça fotografik bir şehir. Eski şehrin dar sokakları güzel ve küçük kafelere açılıyor. Budva bir nevi Karadağ’ın Antalya’sı. Sahilleri 21 km.yi bulan uzunlukları ve mavi bayraklı olmaları sebebiyle yaz aylarında oldukça fazla turist ağırlıyor. Becici, Yas, Ploce, Kamenovo, Mogren, Royal ve Jaz Beach, Budva’nın meşhur sahillerinden birkaç tanesi. Plajların bir çoğu ücretsiz olmasına karşın, tesislerinden yararlanabileceğiniz beach clublar da mevcut. Eski Budva’nın uç noktasında bulunan surlardan mükemmel Budva manzarasını izleyebilirsiniz. Dans Eden Kız Heykeli, Santa Marija in Punta Kilisesi, The Ancient Necropolis ve Rustovo Manastırı da Budva’da görülmesi gereken diğer yerler. Karadağ’da en hareketli gece hayatı da Budva’dadır. Budva’dan ayrılıp Kotor, Tivat istikametine giderken yokuşun sonunda tepede solda Vista Vidikovac Restaurant bulunuyor. Bu restorandan hem gündüz hem gece Budva manzarası muhteşem, görmeden dönmemek lazım.

 

Karadağ’da şehirler birbirine fazla uzak olmadığı için bir şehirde konaklayıp diğer şehirlere günübirlik gidip gezebilirsiniz. Böylece sürekli valiz toplamak zorunda kalmazsınız. Budva’dan     

Tivat 25 km., Kotor 23 km, Perast ise 35 km. uzaklıkta.

 

Dağların ve denizin muhteşem bir manzara sunduğu Kotor, hem tarihi dokusu hem de manzarasıyla Karadağ’da muhakkak görülmesi gereken yerler arasında. Karadağ’ın belki de az nüfusa sahip olan şehirlerinden Kotor, Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Tamamını yürüyerek yaklaşık üç saatte gezebileceğiniz bu küçük tarihi şehir, sakin ve yavaş akan bir hayat hayali kuranlar için adeta biçilmiş kaftan. Venedik mimarisinin benimsenmiş olduğu eski şehir kısmını ve Kotor Kalesi’nin tepesinden manzarayı gördüğünüzde neden bu listede olduğunu anlayacaksınız.

 

Kotor Körfezi boyunca arabayla 10-15 dakika ilerlediğinizde Dobrota ve Perast kasabalarını görürsünüz. Körfez boyunca manzara görülmeye değer. UNESCO koruması altındaki Perast’ta kasabanın içinde yaya olarak gezebiliyorsunuz. Küçücük bir kasaba olan Perast’ın dokusu oldukça etkileyici; bir yandan ormanlarla kaplı dağlar, diğer yanda turkuaz tertemiz deniz ve begonvillerin süslediği şahane taş evlerin sıralandığı nefis bir kasaba. Perast, daracık taş döşenmiş sokakları zaman zaman merdivenlere dönüşmüş. Meydandaki Eski Saat Kulesi görülmesi gereken yerlerden. Perast’ın girişinde küçük beyaz taşlarla kaplı  sahilde, şezlong veya şemsiye ücreti ödemeden yüzebileceğiniz bir plaj var. Venedikliler yönetimi altındayken Perast, en ihtişamlı dönemini yaşamış. Kotor Körfezindeki St. George ve Our Lady of Rocks (Kadın Kayası) adaları Perast’ın karşısında yer alıyor. Perast’tan, tekne ile bu iki küçük adaya ulaşabilirsiniz. Adalardan ilki olan St. George adasına çıkılmıyor ama diğer ada olan Our Lady of the Rocks’a tekneyle gidip gezebilirsiniz. St. George Adası’ndaki kilise, vebadan korunmak için yapılmış. Adada ayrıca 12. yüzyıldan kalma Benedikten manastırı ve şövalyelerin mezarları var. Meryem Ana’ya adanan Our Lady of Rocks Adası ise şapel barındıran yapay bir ada. Bu şapel günümüzde bir müze olarak kullanılmaktadır. İçinde dini figürler ve deniz yaşamını anlatan tablolar yer alıyor. Perast’ta kıyıda güzel restoranlar ve kafelerde vakit geçirebilirsiniz. Denize sıfır restoranlarda yemek yiyip bir şeyler içmek son derece keyifli. Önceden rezervasyon yaptırmanızda fayda var.  

 

Karadağ’da son durağımız Tivat. Karadağ geziniz sırasında Tivat’a uğrarsanız, uzun bir sahil yürüyüşü yapılabilir, ultra lüks markaların mağazalarına bir göz atabilirsiniz. Ayrıca sahil boyunca uzanan kafelerin birinde  kahve içebilir, marinaya gelen teknelere göz atabilirsiniz. Yaz aylarında gündüzleri lüks olan plaj işletmeleri akşamları ise eğlenceli partilere ev sahipliği yapıyor. Tivat’ın yeşil panjurlu evleri de çok güzeldir. Dubai Şeyhi Makdum’un kendi blogunda “hayattaki en kolay ve çabuk karar verdiğim yatırımımdır” yazdığı, dünyanın en büyük ve en lüks yatlarının geldiği Tivat’taki Porto Montenegro, lüks bir marina. Tivat, Kanadalı Milyarder Peter Munk tarafından inşa ettirilen, mega lüks yat marinası “Porto Montenegro” ile popüler. Bu marinanın inşa edilmesi ile birlikte gelişmekte olan bir sahil kenti. Sahilleri ve yaz eğlenceleri ile Balkanların Miami’si olarak anılan Karadağ’ın bu lakabı kazanmasında lüks liman kenti Tivat’ın katkısı göz ardı edilemez. Tivat oldukça uzun bir sahil şeridine sahip. Yaz-kış canlı olan şehirde görülmesi gereken yerler arasında Trg Sv. Roko Meydanı ve Buca-Lukovic Sarayı geliyor. Rönesans Yazlık Evi, kutsal heykelleri ile Çiçek Adası (Ostrvo Cvijeća) gezilecek yerler arasında. Plavi Horizonti’nin kumsalları ve Sveti Marko Adası’ndaki eski Club Med Barakaları Tivat’ta en fazla ziyaret edilen yerler.

 

Karadağ’da daha gezilecek o kadar çok yer var ki, ama vaktimiz yetmedi. Karadağ’ın Dubrovnik’e açılan penceresi Herceg Novi, başkent Podgorica, Lovcen, eski başkent Cetinje, Durmitor Milli Parkı, Ulcinj, Plevne (Taşlıca) ve Tara Kanyonu gezilecek diğer yerler arasında.  

BASRİ ÇAVUŞOĞLU